Konsolidasyon, aynı risk grubu olarak görülen şirketlerin mali verilerin birleştirilmesi, bu kapsamda aynı grup içerisinde birbirlerine olan iştirak-sermaye, alış-satışlar birbirlerine olan bakiyeler (alıcılar-satıcılar, alınan avanslar-verilen avanslar, diğer alacaklar-diğer borçlar) vb. gibi grup içerisindeki şirketlerin karşılıklı işlemleri mahsup edilerek mali verilerin tek bir mali tablo üzerinden gösterilmesidir. Peki konsolidasyona alacağımız şirketleri nasıl belirleyeceğiz ? Tecrübeler gösteriyorki bu konuda sıkça hatalar yapılmaktadır.
Öncelikli olarak kötü grubun iyi
firması olmaz. Ancak iyi grubun kötü firması olabilir. Konsolidasyonun zaten
amacı budur. Özkaynakları kuvvetli ve karlılığı yüksek 3 şirketin olduğu ve
şirketlerde yönetim birliğinin sağlandığı bir grup düşünelim. Grubun iki
firması %80 civarı özkaynak ve yüksek karlılık ile çalışsın. Grubun üçüncü
şirketi ise sadece diğer iki grup şirketine yönelik üretim yapsın ve
satışlarını düşük karlılık ile yaparak, aynı zamanda grup şirketlerinin
tesisini kullanıp onlara kira ödeyerek yıllar itibarıyla zararla dönemleri
kapasın ve özkaynak düzeyi negatif olsun. 3 şirketin konsolidasyonu sonrası
mali tablolarda özkaynak düzeyi %79 olarak gerçekleşsin ve yüksek karlılık
devam etsin. Şimdi biz ilk 2 Firma’yı kredilendirip, 3 Firma’ya senin
kredibiliten yok mu diyeceğiz ? 3. Firma kredi isterse diğer ikisi olsa olurdu
ama ona veremeyiz mi diyeceğiz. Tabiki hayır…
Örneğin tersini düşünelim, grupta
yine 3 ana firma var. Birisinin durumu %50 özkaynak ve %50 grup şirketinden
sağladığı uzun vadeli fonlarla aktifini finanse ediyor. Karlılık durumu hiç
fena değil Diğer iki şirket ise yüksek borçlanma düzeyi ile faaliyetlerini
sürdürüyor. Özkaynakları neredeyse yok ve son 2 yıl finansman giderleri
nedeniyle yüksek zarar ile dönemi tamamlamışlar. Rasyolar negatif ve bankalara
ödemelerde gecikmeler başlamış durumda. Konsolide ettiğimizde ilk firmanın
olumlu görünümüne rağmen yine diğer iki şirketin mali verilerine benzer bir
görünüm elde ediyoruz. Bu örnekte 1. Şirketin kredibilitesini olumlu
değerlendirilip, diğerlerini olumsuz mu değerlendireceğiz ? Tabiki hayır. Bir
önceki paragrafta yazıldığı gibi, kötü grubun iyi firması olmaz.
Öncelikli olarak burdaki “grup”
kelimesi herhangi bir yasaya yada düzenlemeye dayanarak oluşan grubu değil,
konsolidasyona alınması gereken şirketleri ifade etmektedir. Kanun koyucunun
isteği üzerine bankalar farklı şirketleri ve mal tabloların birleştirilmesi
uygun olmayan şirketleri de aynı gruba alabilirler. Yada finans kurumları
durumları yakından izlemek için şirketleri yine aynı gruba alabilirler. Ancak
bu tür bir grup yapılsa dahi gruptaki her şirketin mali tabloları
birleştirilebilir olmayabilir. Mali verilerin birleştirilmesi aşağıdaki
şartları içermelidir. Ancak aşağıdaki yazanların olmazsa olmaz bir şart
olmadığını baştan vurgulamak isterim.
·
Yönetim birliği olmalı
·
Bir Firma’nın durumunun diğerini etkileyecek
nitelikte olmalı
·
Kasaları birleştirilebilir olmalı
Yönetim Birliği
Aşağıdaki şirketlerin ortaklık yapılarına bir göz atalım;
"A" Ltd.Şti. |
|||||
Ortak |
Hisse Payı |
Hisse Tutarı |
İmza Yetkisi |
Verilen Kefalet |
|
Mehmet Güzelses |
50% |
50.000 TL |
Münferit |
B A.Ş. |
D Ltd.Şti. |
Necla Güzelses |
50% |
50.000 TL |
|
E A.Ş. |
|
"B" A.Ş. |
|||||
Ortak |
Hisse Payı |
Hisse Tutarı |
İmza Yetkisi |
Verilen Kefalet |
|
Mehmet Güzelses |
50% |
50.000 TL |
Münferit |
A Ltd.Şti. |
D Ltd.Şti. |
Necla Güzelses |
40% |
40.000 TL |
|
E A.Ş. |
|
Nazlı Güzelses |
10% |
10.000 TL |
|
|
|
"C" A.Ş. |
|||||
Ortak |
Hisse Payı |
Hisse Tutarı |
İmza Yetkisi |
Verilen Kefalet |
|
Hakkı Yalçın |
100% |
100.000 TL |
Münferit |
D Ltd.Şti. |
E A.Ş. |
"D" Ltd.Şti. |
|||||
Ortak |
Hisse Payı |
Hisse Tutarı |
İmza Yetkisi |
Verilen Kefalet |
|
Hakkı Yalçın |
50% |
100.000 TL |
Müşterek |
- |
|
A Ltd.Şti. |
25% |
50.000 TL |
|
|
|
Mehmet Güzelses |
25% |
50.000 TL |
Müşterek |
|
|
"E" A.Ş. |
|||||
Ortak |
Hisse Payı |
Hisse Tutarı |
İmza Yetkisi |
Verilen Kefalet |
|
Hakkı Yalçın |
20% |
20.000 TL |
Müşterek |
- |
|
Cemal Tumlu |
25% |
25.000 TL |
Müşterek |
|
|
"B" A.Ş. |
35% |
35.000 TL |
Müşterek |
|
|
Yenal Tumlu |
20% |
20.000 TL |
|
|
|
"F" A.Ş. |
|||||
Ortak |
Hisse Payı |
Hisse Tutarı |
İmza Yetkisi |
Verilen Kefalet |
|
Cemal Tumlu |
75% |
10.000 TL |
Müşterek |
G A.Ş. |
E A.Ş. |
Yenal Tumlu |
25% |
2.500 TL |
Müşterek |
|
|
"G" A.Ş. |
|||||
Ortak |
Hisse Payı |
Hisse Tutarı |
İmza Yetkisi |
Verilen Kefalet |
|
Cemal Tumlu |
20% |
2.000 TL |
Münferit |
F A.Ş. |
|
Yenal Tumlu |
50% |
5.000 TL |
|
|
|
Aleyna Tumlu |
30% |
3.000 TL |
|
|
|
“A” Ltd.Şti. ve “B” A.Ş. Güzelses ailesinin şirketi
görünümündedir. İlgili şirketlerde yönetim birliği bulunmaktadır. Aynı şekilde
“F” A.Ş. ve “G” A.Ş.’de Tumlu ailesinin şirketleri olup, yönetim birliği
vardır. “C” A.Ş. ise tamamen Hakkı Yalçın’ın şahsi şirketidir.
“D” Ltd.Şti. ise Hakkı Yalçın ve
Güzelses ailesinin ortak girişim şirketi, “E” A.Ş. ise Hakkı Yalçın, Tumlu
ailesi ve Güzelses ailesinin ortak girişim şirketidir. İmza yetkileri de göz
önüne alındığında bu şirketler ilgili aileler tarafından ortak yönetilmektedir.
İlgili şirketlerin yönetim
açısından değerlendirmelerinde;
·
“A” Ltd.Şti. ve “B” A.Ş.’nin mali tabloları
konsolide edilmeli
·
“C” A.Ş. tek olarak değerlendirilmeli
·
“F” A.Ş. ve “G” A.Ş.’nin mali tabloları
konsolide edilmeli
·
“D” Ltd.Şti. tek olarak değerlendirilmeli
·
“E” A.Ş. tek olarak değerlendirilmelidir.
İlgili şirketlerin neden tek
olarak değerlendirilip neden diğer şirketlerin mali tablolarının
birleştirilmesinin gerektiği diğer iki madde de daha net anlaşılacağını
düşünüyorum. Ancak yukarıda anlatılanlar kesin ve kati bir kural olarak
düşünülmemelidir. Diğer iki maddeyi açıkladıktan sonra istisnai olabilecek
durumlara değineceğim.
Kasaları Birleştirilebilir Olmalı
Aşağıdaki örnekleri bir
inceleyelim;
A şirketinin etkin ortağı olarak
gözüken Mehmet Güzelses B şirketinden bahsi geçen iki şirketin faaliyetleri ile
ilgisi olmayan ve tamamen kendi şahsına ait bir harcama için rahatça para
çekebilir mi ? Ülkemizdeki aile şirketlerinin genelde kurumsal bir yapıya sahip
olmadıkları ve kendi kasaları ile şirket kasalarını bir tuttukları göz önüne
alınarak A ve B şirketlerinin ortaklık yapılarına bakıldığında, her iki
şirketinde etkin ortağının Mehmet Güzelses olduğu (imza yetkisi göz önüne
alınarak) ve yüksek ihtimal ilgili işlemi gerçekleştirmek için herhangi bir
problem ile karşılaşmayacağı öngörülebilmektedir.
Başka bir örnek daha verelim
diyelimki A şirketinin X bankasında kredi ödemesi var ve unutuldu. A şirketinde
o an kredi ödemesine yetecek kadar mevduat yok. Ancak B şirketinde mevcut. B
şirketinden A şirketine aktarılma olasılığı nedir ? Evet, oldukça güçlü bir
olasılık olarak göze çarpmaktadır.
Başka bir örnek, X bankası uygun
bir kredi paketi açıkladı, krediye A şirketinin ihtiyacı var ama pakette
açıklanan kredi şartlarını A şirketi karşılayamıyor. Bununla beraber B
şirketinin şartları sağladığı ve kullanımda sorun olmayacağı tespit edildi.
Burada krediyi B şirketinden kullanıp, A şirketine aktarılma olasılığı nedir ?
Gayet mantıklı olduğu gözüküyor.
Peki Mehmet Güzelses D
şirketinden yada E şirketinden kendisine fon transferi yapmak isteseydi ?
Örneği biraz daha somutlaştırırsak Mehmet Güzelses şahsı adına bir arsa
yatırımı yapmak istesin ve D şirketinin kasasından 5.000.000 TL çekmeyi talep
etisn ? D şirketinin diğer ortağı Hakkı Yalçın bu duruma hayır diyebilme
ihtimali kuvvetli mi ? Yada Mehmet Güzelses Hakkı Yalçın’ın varlığını göz önüne
alınarak böyle bir talebi rahatça yapabilir mi ? Bu şekilde bir talebi E
şirketinin kasasından yapmaya kalksa Hakkı Yalçın ve Tumlu ailesi bu duruma
karşı çıkmaz mı ? Kısaca D ve E şirketlerinin ortaklık yapıları, imza
yetkileri, yönetim yapıları incelendiğinde normal şartlar altında herhangi bir
şirket ile konsolide edilmeden tek değerlendirilmeleri gerekmektedir. Güzelses
ailesi tarafından yönetilen A ve B ile benzer şekilde Tumlu ailesi tarafından
yönetilen F ve G şirketleri ise konsolide dilerek değerlendirilmelidir.
Bir Firma’nın Durumunun Diğerini Etkileyecek Nitelikte Olması
Bu madde aslında büyük ölçüde
diğer madde ile ilişkilidir.
Yukarıdaki tabloya geri dönelim.
“A” şirketi ve “B” şirketi arasında yönetim birliği bulunmaktadır. Aynı zamanda
şirketler arasında çapraz kefaletin de bulunduğu görülmektedir. Kısacası “A”
şirketinin bankalardaki borçlarından “B” şirketi, “B” şirketinin bankalardaki
borçlarından “A” şirketi ödenmemesi durumunda sorumludur. Kısaca her iki
şirketten birinin zor duruma düşmesi diğer şirketi direk olarak etkileyebilecek
düzeydedir.
Kefalet olup olmaması burada
mutlak şart değildir. “A” şirketi yada “B” şirketlerinin aynı ortaklar
tarafından yönetildiği göz önüne alındığında şirketler arası finansal borç
alınıp, verilme kararı kolaylıkla sağlanabilir. Örnek olarak ihtiyaç halinde A
şirketinin borcu B şirketinden sağlanan fon ile kapatılabilir. Grup
şirketlerinin aynı sektörde, tamamlayıcı sektörde faaliyet göstermesi yada
birbirinden tamamen ilgisiz (örneğin biri tekstil diğeri otomotiv) faaliyet
gösteriyor olması bu noktada önemsizdir.
Örnek tabloya geri dönersek; “A”
ve “B” şirketlerinin zor durumda kaldığını ve bankaların takibe geçtiğini
düşünelim. “D” şirketi bu durumdan nasıl etkilenir ? “D” şirketinin faaliyetleri aslen tamamen
bağımsız olduğundan faaliyetlerin yürütülmesinde herhangi bir sorun yaşanmaz. Burada
olabilecek en kötü senaryo hukuki olarak Mehmet Güzelses’in “D” şirketindeki
hisselerine (A, B ve D şirketinde şahıs kefaleti olduğunu varsayarsak) el
koyulması olup, bu da çok rastlanmayan bir durum olduğu gibi D şirketinin genel
faaliyetlerini etkileyecek bir husus olmayacaktır.
Benzer şekilde D şirketinin
olumsuz bir durum yaşaması halinde, A şirketi sadece kefalet tutarı kadar zarar
görecek olup, yönetim birliği bulunmadığı için mali verilerin birleştirilmesini
yani konsolidasyonu gerektirecek bir durum bulunmamaktadır.
Konsolidasyon konusunda sıkça yapılan hataları ve dikkat edilmesi
gereken diğer hususları aşağıda özetlemeye çalıştım;
Öncelikli olarak sıkça yapılan
bir hata tüm firmaları konsolide etmektedir. Yukarıda tabloda yer alan
A,B,C,D,E,F ve G şirketlerinin tamamının konsolide edilmesi ve bir rapor
oluşturulmasıdır. Örnek olarak A şirketinin G şirketi ile yakından uzaktan
hiçbir alakası yoktur. Elma – Armut örneğinden öte bu durum meyve-baklagillerin
konsolide edilmesi demek olacaktır. Bu durumda ortaya çıkabilecek sonuç oldukça
yanıltıcı bir izlenim uyandıracaktır. Sonuçta A şirketinin mevcut durumu ile G
şirketinin hiçbir ilgisi yoktur. Sadece D yada E şirketinin zor durumda kalması
halinde kefalet tutarları kadar zarar göreceklerdir.
Meyve-baklagil örneğine gerek
olmadan A şirketinin D yada E şirketi ile konsolidasyona alınması dahi
yanıltıcı sonuç verebilecektir. Yine aynı mantıkta düşünelim, A şirketinin mali
yapısı bozuk; D/E şirketinin mali yapısı
oldukça iyi durumda. Yaptığımız konsolidasyonda oluşan mali yapı D/E şirketine
benzer bir görünümde meydana geldi. Ancak A şirketi zor durumda kalırsa D/E
şirketinin olumlu mali yapısının çok da bir anlamı olmayacaktır. Kısaca A
şirketinin kendi borcu ortak girişim şirketleri olan D/E şirketleri açısından
herhangi bir anlam ifade etmemektedir.
Peki önerdiğimiz değerleme
yöntemi ile, (A ve B), (F ve G) ve (C) şirketini ayrı olarak değerlendirdik, D/E
şirketlerini ayrı olarak değerlendirdik. Biz öncelikli olarak D/E şirketlerini
kredilendirmek istiyoruz. Burda edindiğimiz kazanım kefil olacak şirketlerin
değerliliğini ölçmek olacaktır.
Hisse oranı ile konsolideye
alınacak şirketleri belirleme çoğu zaman bize istediğimiz değerlendirme
yöntemini verse de, her zaman bu tablodaki kural geçerli olmayabilir. Sonuçta
Türkiye’deki şirketlerin büyük bölümünün kurumsallaşmamış olduğu göz önünde bulundurulmalıdır.
Örnek olarak D şirketinin aktif büyüklüğü 1.000.000 TL olsun. Sermayesi zaten
200.000 TL idi. Mali verilerini incelediğimiz zaman 500.000 TL tutarında
ortaklara borç olduğunu, bunun da tamamının A şirketinden kaynaklandığını
görelim. Diğer ortak Hakkı Yalçın ve ortak olduğu C şirketinin faaliyetler ile
hiç ilgilenmediği, imza yetkisinin olamsına rağmen sadece sermeyadar ortak gibi
davrandığı, Mehmet Güzelses’in mevcut durumda reel olarak tek yetkili olduğu ve
sürekli kendi şirketlerinden fon aktardığını tespit edelim. Bu istisnai durumda
A, B ve D şirketini konsolide edebiliriz. Çünkü reel olarak kasa birliği,
yönetim birliği ve grup şirketlerinin birbirinden etkilenme şartları sağlanmış
gözükmektedir.
Başka bir istisnai durum sıkça
rastlanan gizli ortaklıktır. Yine A ve C şirketleri üzerinden yürürsek, Hakkı
Yalçın’ın aslında hiçbir fonksiyonunun olmadığını, bütün işlerin Mehmet
Güzelses tarafından yürütüldüğü, çeşitli nedenlerden ötürü Hakkı Yalçın’ın
ilgili şirkette ortak olduğunu, imza yetkilisinin Hakkı Yalçın olmasına rağmen
Mehmet Güzelses’in tam yetkili vekalatnamesinin olduğunu tespit edelim. Bu
durumda A,B,C ve D şirketleri, hatta yönetimin %55 ile çoğunluğuna sahip olunan
E şirketi birlikte konsolide edilmelidir.
Bonus Örnek
Konu ile ilgili bir örnek daha
verelim. Ortaklık yapısı aşağıdaki meydana gelsin;
X-Bremen A.Ş. |
X-Bonjour A.Ş. |
X-Spurs A.Ş. |
||||||
Ortaklık |
Hisse |
İmza |
Ortaklık |
Hisse |
İmza |
Ortaklık |
Hisse |
İmza |
X A.Ş. |
50% |
Müşterek |
X A.Ş. |
50% |
Müşterek |
X A.Ş. |
50% |
Müşterek |
Bremen GB |
50% |
Müşterek |
Bonjour SRL |
50% |
Müşterek |
Spurs Ltd. |
50% |
Müşterek |
Yukarıdaki örnekte X şirketi
yurtdışı menşeli 3 ayrı ve birbirinden bağımsız şirketle ortaklığı bulunsun.
Herhangi bir çapraz kefalet ilişkisinin de bulunmadığını varsayalım (sadece X
şirketi bahsi geçen 3 şirkete kefil durumunda). Bu durumda konsolidasyonumuz
nasıl olmalı ?
X A.Ş., X Bremen A.Ş., X Bonjour
A.Ş ve X-Spurs A.Ş.’nin tamamı tek olarak değerlendirilmelidir. Herhangi bir
konsolidasyon yapılmamalıdır. Çünkü bahsi geçen 4 şirketde de yönetim birliği,
ortak kasa kullanımı ve bir şirketin diğer şirketi etkileme durumu bulunmamaktadır.
Sadece X A.Ş., X-Bremen A.Ş., X-Bonjour A.Ş. ve X-Spurs A.Ş.’nin borçlarından
kefalet tutarı kadar sorumludur.
Sonuç olarak mali verileri
birleştirmek (konsolideye almak) ve grup içerisinde değerlendirmenin ayrı
olduğu unutulmamalıdır. Yanlış konsolidasyon; hatalı bir kredi kararını, yani
yüksek bir batak yada kaçan fırsatı beraberinde getirebilir. Bu yüzden mali
verileri birleştirirken şirketleri iyi tanımak aslen ilk adımımız olacaktır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder