Bir önceki bölümde ihracatçı bir Firma üzerinden kur riskini ölçmeye ve yorumlamaya çalışmıştık. Genel olarak ihracat haricinde yurtiçine de yabancı para üzerinden satış yapan şirketlerde de benzer bir durumla karşılabiliriz. Ülkemizde özellikle tekstil yada otomotiv yedek parça gibi sektörlerde yurtiçine direk yabancı para üzerinden satış yapılmadığı durumlara bir çok kez rastlayabiliriz. Hatta ilgili sektörde çoğunlukla tercih edilen yöntem dövize endeksli yapılan satışlardır.
Dövize endeksli satış derken anlaşılması gereken fiyatın “YP” üzerinden belirlenmesinden çok fiyatın YP üzerinden belirlenmesi ve vade sonunda kur farkı faturası kesilmesidir. Bu durumun aynı zamanda ilgili satış yönteminin yabancı para satıştan farkını oluşturmaktadır.Kur farkı faturası döviz kurlarında yaşanacak yükseliş halinde satıcı tarafından, eğer düşüş yaşanırsa alıcı tarafından kesilir. Ürünün satış fiyatı bahsedildiği üzere YP cinsinden belirlenir. Kısaca Satıcı şirket alıcı şirkete birim fiyatım 1.000 USD diye bildirir, O günkü kurla çarpıp (Örneğin; 1 USD= 7,8 TL) 7.800 TL demez. Ancak faturayı 7.800 TL olarak keser.
Farklı hesaplamalar da olacağı gibi
genelde kur farkı faturası kesilirken satış tarihi – Vade tarihi arasındaki kur
farkı dikkate alınır. Ancak otomotiv yedek parça sektöründe satış tarihi-vade
tarihi arasındaki kur haricinde enflasyon, faizler gibi unsurların
ağırlandırıldıkları bir paketle eskalasyon uygulanmasına da rastlanabilir.
İlgili paket tamamen satıcı-alıcı arasındaki anlaşmaya göre belirlenir.
Dövize endeksli satışlar mali
tablolara nasıl yansır ? Aşağıdaki tabloyu inceleyelim. Ülkemizdeki örneklere
yakın olması amacıyla döviz kurlarının artış yönünde olmasını dikkate alalım.
Varsayımımızda Firma’da yurtiçi satışların tamamı USD’ye endeksli yapılsın,
vade sonunda kur farkı faturası kesilsin. Aynı zamanda banka kredileri ve
satıcıların tamamı da YP üzerinden olsun. Bir önceki yılda 3.000.000 TL stok
tuttuğunu varsayarak yukarıdaki tablodan hareketle Firma’nın stok tutma süresinin
79 gün olduğu, yani yaklaşık 2,5 aylık ihtiyacı kadar stok bulundurduğunu
varsayalım. Diğer önemli varsayımımız
2019/Ocak – 2019/Aralık ayları içerisinde kademki olarak TL/USD paritesinin
6,8’den 8’e yükseldiğini, kur zararlarının ilgili artış sonucu meydana geldiği
diğer varsayımımız olsun.
31.12.2019 Bilanço (TL) |
|||||
Hazır Değerler |
200.000 |
4% |
K.V. Banka Kredileri |
3.400.000 |
28% |
Alıcılar |
2.000.000 |
2% |
Satıcılar/Diğer Borçlar |
500.000 |
19% |
Stoklar |
3.000.000 |
38% |
UVYK |
0 |
0% |
Duran Varlıklar |
3.000.000 |
57% |
Özkaynaklar |
3.500.000 |
53% |
Aktif Toplam |
8.200.000 |
|
Pasif Toplam |
6.300.000 |
|
|
|
||||
Gelir Tablosu |
31.12.2018 |
% |
Gelir Tablosu |
31.12.2019 |
% |
Yurtiçi Satışlar |
13.500.000 |
87% |
Yurtiçi Satışlar |
16.500.000 |
85% |
Yurtdışı Satışlar |
2.000.000 |
13% |
Yurtdışı Satışlar |
3.000.000 |
15% |
Net Satışlar |
15.500.000 |
|
Net Satışlar |
19.500.000 |
|
Satılan Mamul Mal. |
-12.400.000 |
80% |
Satılan Mamul Mal. |
-13.650.000 |
70% |
Kur Farkı Kar/Zarar |
-300.000 |
2% |
Kur Farkı Kar/Zarar |
-1.500.000 |
5% |
Net Kar |
2.800.000 |
18% |
Net Kar |
4.350.000 |
25% |
Bu durumdaki Firma’da bünyedeki stok
fiyatları ortalama 2,5 ay öncesinin gerisinde gelmektedir. Satışlarının tamamı
yurtdışına olduğu için birim fiyatı USD belirlenecek ve 1 birim satışın TL
fiyatı doğal olarak artacaktır. Vade zamanı geldiğinde ayrıca müşteriye kur
farkı faturası kesilerek gelirler desteklenecektir. Bununla beraber maliyet
tutarı sabit kalacak ve otomatikman kar marjı yükselecektir. Nitekim 2019 yılı
bilançosunda bu durumun etkileri görülmüş ve maliyet düzeyi %80’den %70
seviyesine gerilemiştir (diğer faktörlerin sabit olduğunu kabul edelim).
Hammadde alımları kısmen YP banka ve satıcı kredileri ile finanse edilse de kur
artışlarından etkilenilen zarar tutarı 1.500.000 TL’dir. Kur artışları
yaşanmasaydı ve maliyet düzeyi 2018 yılındaki gibi olsaydı 15.568.000 TL
maliyet oluşacaktı. Kısaca kur artışlarının maliyetler üzerindeki azaltıcı
etkisi 1.918.000 TL’dir. Kambiyo zararı olan 1.000.000 TL’yi çıkardığımızda 418.000
TL olarak Firma’nın kurlardaki artıştan kazançlı olduğu anlaşılmaktadır. Ayrıca
kurlardaki yukarı yönlü hareketlerin devam etmesi halinde Firma’nın Kasım ve
Aralık aylarındaki satışları için de kur farkı faturası kesilecek ve bir
sonraki dönem karlılığına olumlu yansıyacaktır.
Yukarıdaki durum yıl içerisinde
kademeli olarak kur artışlarının olması varsayımı ile meydana gelecektir. Peki
ya kur artışı sadece belirli dönemi kapsamaktaysa ? Örnek olarak 2019 yılı
başında 1 USD = 6,8 TL olan kur, 2019 yılı sonunda 1 USD = 8 TL’ye yükselsin.
Ancak bu sefer artış yukarıdaki gibi kademeli olmasın, yıl boyunca kurlar
stabil görünüm izlesin ancak Aralık ayı itibarıyla hızla döviz kurları
yükselmeye başlasın. Aralık sonu yani bilanço dönemi geldiğinde ise zirve yapıp
8 TL’ye ulaşsın. Aralık sonunda bilanço muhtemelen aşağıdaki gibi olacaktır;
31.12.2019 Bilanço (TL) |
|||||
Hazır Değerler |
200.000 |
4% |
K.V. Banka Kredileri |
3.400.000 |
28% |
Alıcılar |
2.000.000 |
2% |
Satıcılar/Diğer Borçlar |
500.000 |
19% |
Stoklar |
3.000.000 |
38% |
UVYK |
0 |
0% |
Duran Varlıklar |
3.000.000 |
57% |
Özkaynaklar |
3.500.000 |
53% |
Aktif Toplam |
8.200.000 |
|
Pasif Toplam |
6.300.000 |
|
|
|
||||
Gelir Tablosu |
31.12.2018 |
% |
Gelir Tablosu |
31.12.2019 |
% |
Yurtiçi Satışlar |
13.500.000 |
87% |
Yurtiçi Satışlar |
16.500.000 |
85% |
Yurtdışı Satışlar |
2.000.000 |
13% |
Yurtdışı Satışlar |
3.000.000 |
15% |
Net Satışlar |
15.500.000 |
|
Net Satışlar |
19.500.000 |
|
Satılan Mamul Mal. |
-12.400.000 |
80% |
Satılan Mamul Mal. |
-15.400.000 |
79% |
Kur Farkı Kar/Zarar |
-300.000 |
2% |
Kur Farkı Kar/Zarar |
-1.500.000 |
5% |
Net Kar |
2.800.000 |
18% |
Net Kar |
2.600.000 |
13% |
Döviz kurlarındaki artışın
maliyetlerin net satışa oranını azaltıcı etkisi oldukça sınırlı olmuştur. Çünkü
satışların büyük bölümü kurların yükselmeye başladığı Aralık ayından önce
yapılmıştır.
Kur farkı faturası satışların büyük
bölümü için henüz kesilmemiştir. Kasım ve Aralık ayı yapılan satışlardan
kesilecek kur farkları bir sonraki dönem gelir tablosuna yansıyacaktır.
Banka ve satıcı kredileri YP cinsinden
kullanıldığı için değerlemeleri yıl sonunda yapılmıştır. Bu nedenle kur zararı
yüksek olarak meydana gelmektedir.
Yıl sonunda Firma’nın kar marjının da
gerilediği görülmektedir. Peki bu durum Firma için ne kadar risk oluşturuyor ?
Karlılık üzerindeki baskısı ne kadar ? Aslında bir önceki durumdan fazla
değişen bir şey yok. Ocak ve Şubat aylarında kur farkı faturaları kesilecek,
kurlar yükseldiği için birim fiyat artacak, düşük tutardan alınan stoklar satıldığında
gelir tablosunda maliyetlerin net satışlara oranı düşecek, kar marjı
yükselecek, özetle Firma’nın karlılık yapısı 2020/Mart dönemi verilerinde
2019/Aralık ayındaki kur artışlarına uyum sağlayacak. Kısaca mali verilere
yansıması bir dönem sonrasına kalacak.
Bu kapsamda kur riskinde bilmemiz
gereken önemli bir faktör Firma’nın satış döngüsüdür. Eğer Firma’nın satış
döngüsüne hakim olmamamız halinde yukarıdaki işlemde kar marjındaki düşüşü
kurlardaki yükselişin olumsuz etkisine bağlayabilirdik. Ancak gerçekte olan
dövize endeksli satışların değerlenmemesi nedeniyle bir düşüş yaşandığı, bir
sonraki dönem ortalama 2,5 ay önceden alınan stokların satışı ve kur farkı
faturalarının kesilmesi ile kar marjındaki ilgili düşüşün kompanse
edilebileceğidir. Kısaca örnekteki Firma’nın kurlardaki yükselişten zarar
görmemesi, bilakis ilgili yükselişten yani kur riskinden fayda sağlamasının
şartları ;
·
Satış politikasında sonraki dönemde herhangi
bir değişiklik olmaması
·
Kur farkı faturalarının tahsil edilebilmesi
·
Satış hacminde ciddi bir daralma yaşamaması
olacaktır. Eğer Firma sadece fiyatı YP
üzerinden belirleseydi ve kur farkı faturası kesmeseydi, düşen kar marjı reel
anlamda yorumumuzda olacak ve Firma kurlardaki yükselişten satış fiyatını YP
olarak belirlemesine rağmen olumsu etkilenmiş olacaktı.
Biz mali verilerde bu yorumları
yaptık, peki beyannamelerde gördüğümüz döviz pozisyonunda nasıl bir görüntü
olacaktı ? Özellikle dövize endeksli satışlarda TL fatura kesilmesi nedeniyle
vergi beyannamelerdeki döviz pozisyonunda alacaklar YP olarak
değerlendirilmeyecek ve bu durum oldukça yanıltıcı bir görüntüye neden
olacaktır;
(USD) |
TL Karşılığı |
(USD) |
TL Karşılığı |
Hazır Değerler |
100.000 |
Banka Kredileri |
3.400.000 |
Alıcılar |
200.000 |
Ticari Borçlar |
500.000 |
Toplam Döviz Varlığı |
300.000 |
Toplam Döviz Borçları |
3.900.000 |
Net Yabancı Para Poz. Karş. |
-3.600.000 |
|
|
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder