1 Kasım 2020 Pazar

FİNANSAL ANALİZ’DE “REEL ÖZKAYNAK DÜZEYİ”

“Özkaynaklar” özellikle şirketlerin mali verilerinin değerlendirmesinde bilanço ele alındığında en fazla dikkat edilen hesap grubudur. Hatta çok sayıda bankacının bilançoyu eline aldığında ilk olarak görmek istediği özkaynakların aktifi finanse etme düzeyidir.  Genellikle tutar çok önemli değildir. Aktif büyüklük ile uyum aranır. Kısaca “%” önemlidir. Amaç Firma aktifin kaçının özkaynaklarla finanse edileceğinin görülmesidir. Şirket ile ilk kez çalışılacaksa en fazla merak edilen hesaptır. Aktarma-Arındırma işlemlerinin %50’sinden fazlasında “özkaynaklar grubu” kullanılır. Dikkat ederseniz “özkaynaklar grubu” olarak ifade edilmekte olup, tek başına ödenmiş sermayenin, kar yedeklerinin vb. çok fazla bir önemi bulunmamaktadır. 

Aktarma-arındırma işlemlerinde genel olarak ayrı bir sekmede özkaynaklardan indirim yapılır (sermaye tenzili gibi istisnalar hariç), ödenmiş sermayeden, geçmiş yıl karlarından vb. indirim yapılsa da istenilen sonuç gerçek özkaynak düzeyini görmektedir. Şirketlerin yanıldığı bir nokta, geçmiş yıl karlarından, özel fonlardan yada sermaye/kar yedeklerini kullanarak kısaca iç kaynaklardan yapılan bir sermaye artırımının değerlendirmelerde önemli bir etkisi bulunmamaktadır.

Bankalar mevzuatları doğrultusunda aktarma-arındırma işlemlerini gerçekleştirir. Sonuç olarak özkaynak düzeyi hesaplanır. Peki bulunan özkaynak düzeyi nihai midir ? Kısaca bize gerçek özkaynak düzeyini verir mi ?

Konu hakkında bir örnek verelim. “X” Şirketi 1985 yılında o zaman için “Y” şehrinin dışında kalan bir bölgede 100.000 TL tutarında bir arsa/tarla yatırımı gerçekleştiriyor. Aktifte duran varlıklara ilgili arsa 100.000 TL olarak kaydeliyor. 30 yıl sonra, yani 2015 yılında arsaya teklifler gelmeye ve satılmasına karar veriliyor. “X” Şirketinin 2014 yılında aktif büyüklüğü 10.000.000 TL, özkaynak tutarı ise aktarma-arındırma işlemleri sonrası 1.000.000 TL. Kısaca özkaynakların aktifi finanse etme düzeyi sadece %10. Finansman oranı (Yabancı kaynaklar/Özkaynaklar x 100) “900” gibi kitaplarda istenilen “100” değerinin (%50 özkaynak, %50 yabancı kaynak) oldukça üzerinde bir rasyo olarak karşımıza çıkmakta. Bu durum Şirket’in özkaynak katkısının düşük olduğu izlenimini uyandırıyor.

Gelelim tekrar arsa hikayesinin devamına. Şehir dışından tarla vasfında alınan gayrimenkul, 2002 yılında imarlı arsa vasfı kazanmış, 2007 yılından itibaren ise şehrin büyümesi, çevresine otel, AVM ve lüks konut inşaatı yapılmaya başlanması ile beraber oldukça değerlenmiş. Ancak VUK’a göre düzenlenen mali tablolarda alış bedeli, yani 100.000 TL ile izlenmeye devam etmiş. 2015 yılında ise gelen tekliflerden biri kabul edilerek 100.000.000 TL’ye satılmış. Firma ilgili satışı 2016 yılı mali tablolarda özkaynaklar içerisinde özel fonlarda muhasebeleştirmiş. Sonuç olarak 2016 yılı mali tablolarda özkaynaklar 101.000.000 TL’ye, aktif büyüklük ise 110.000.000 TL’ye, özkaynakların aktifi finanse etme düzeyi %92 düzeyine yükselmiş, finansman oranı ise sadece “9”.  Kitaplarda yazan standart seviyenin “100” olduğu göz önüne alındığında riskli seviyelerin oldukça uzağında yeterli bir oran.

Peki değişen nedir ? İlgili arsa 2015 yılında Firma’nın mülkiyetindeydi. Arsa’nın gerçek değeri 2015 yılında da (enflasyon yada cins tahsisi gibi değişikliklerin 2015 yılında olmadığı varsayılarak) 100.000.000 TL’ydi. Şirket aynı şirket. Sadece bilançoda değişen 100.000.000 TL değerinde arsa nakde dönmüş tutar bankalar hesabında izlenmeye başlamış. Aslında Şirketin özkaynakları 2015 yılında da 101 Milyon TL idi, belki daha önceki yıllarda aynı yada benzer düzeydeydi. Özetle değişen sadece kağıt üzerindeki  rakamlar.

Evet. Belki TFRS üzerinden mali tablolar düzenlenseydi, her yıl mali tablolarda bina değerleri güncelleneceğinden bu şekilde bir sorun yaşanmayacaktı. Ancak günümüzde hala şirketlerin yüksek oranda VUK’a göre düzenlenen mali tablolara göre değerlendirilmesi yapılıyor. İyi bir değerlendiricinin bu ve benzer durumları görmesi ve analizini reel özkaynak düzeyine göre analizini yapması önem arz ediyor. Şirketlerinde değerlendiricileri bilgilendirmeleri önemli. Yoksa mizanda açıklama olarak  “ “Y” şehri tarla 100.000 TL” gibi bir kayıttan örnekte anlatıldığı gibi yüksek değerde bir gayrimenkulün tespit edilebilmesi düşük olasılıklı bir ihtimal. Bu bilginin tespiti, ilgili şirkete bankaların bakış açısını, çalışılması planlanan teminat yapısını, açılması düşünülen limiti kısaca bütün kredi kararını değiştirebilecek düzeyde.

Özetle VUK’a göre düzenlenen mali tablolarda arazi, arsa, bina vb. taşınmazların gerçek ve kaydi değerleri arasındaki farka dikkat !!!

1 yorum:

  1. Üstat tşkrler. Kur riskini anlatan bir yazı da yazabilir misin ?

    YanıtlaSil

RİSK BAZLI ANALİZ – TEDARİK RİSKİ

Aslında tedarik riskini birkaç cümle özetleyip, likidite riskine geçmeyi planlıyordum. Ancak özellikle bazı sektörlerdeki gelişmelerki çip v...