Bir Firma düşünün, 3 yıl önce Firma’yı analiz ettiniz. Borçlanma düzeyi çok düşük. Aktifin %70-75’i özkaynaklarla finanse ediliyor, net işletme sermayesi yeterliliği yüksek, likidite rasyoları gayet iyi durumda. Finans kuruluşlarında kredibilitesi iyi seviyede, büyük bankalarla sadece şahsi kefalet karşılığı kredi kullanıyor. Kısaca hiçbir olumsuzluk görünmüyor. 3 yıl sonra Firma’yı tekrar analiz ediyorsunuz, borçlanma hem kısa hem uzun vadede oldukça yükselmiş. Ciroda artış var ama borçlanma düzeyindeki artışın oldukça gerisinde. Faaliyet karlılığında tutarsal olarak ciro artışına paralelbir yükseliş görünüyor, ama net karlılık finansman giderleri ve kur zararları sonrası negatif. Finans kuruluşlarına artık teminat vermeye başlamış, hatta faktoring dahi kullanıyor. Net işletme sermayesi negatif seyir izlemeye başlamış. Daha önce işletme sermayesi için kullandığı kredi tutarı düşükken, şimdi işletme sermayesi için de yoğun kredi kullanımı var. Özkaynaklar %20 seviyesine gerilemiş. 3 yıl gibi kısa bir sürede bu kadar likiditesini ve genel mali yapısını bozabilecek ne olmuş olabilir ? Genelde bu durumun nedeni yapılan yüksek montanlı yatırım ve ilgili yatırımdan hedeflerin çok uzağında verim alınmasıdır.
Gerçekleştirilen projeler sonuç olarak geleceğe yöneliktir. Sermaye yatırımlarında riski etkileyen çok sayıda faktör vardır. Ekonominin genel durumu, yatırımlarla ilgili devlet politikası, rekabet, teknolojik gelişme, tüketici tercihleri ve işgücü hareketleri geleceği tahmin etmeyi zorlaştırır. Gelecek kısmen öngörülebilir olsa da sonuç bugünden belirsizdir. Yatırım riskini de aslında öngürüler ile gerçekleşen arasındaki fark olarak tanımlayabiliriz.
Yatırım riski aslında yönetim riski ve tüm diğer riskleri gibi likidite riski ile yakın ilgilidir. Yatırımdan dolayı likiditesinde problem yaşayan Firma’larda genelde yatırım başlangıcında fizibilitenin doğru yapılmaması başlıca etkendir. Sonuçta herkes yatırımı büyümek, aslında esas olarak daha çok para kazanmak için yapar. Kimse likidite sıkışıklığı içine gireyim diye yatırıma başlamaz. Peki yatırım sürecini olumlu/olumsuz etkileyen başlıca faktörler nelerdir ?
· Makroekonomik Gelişmeler
· Sektörel Gelişmeler
· Yönetimsel Riskler
Makroekonomik Gelişmeler
Makroekonomik değişkenler Bir ülkenin diğer ülkelere göre ekonomik gerçekliğini anlamak için dikkate aldığı göstergelerdir. Firma’ların faaliyetlerini ve yatırım kararını pozitif/negatif yönde etkileyen en önemli makro ekonomik değişkenler arasında ;
· Enflasyon oranı
· İşsizlik oranı
· Risk primi
· Ödemeler dengesi
· Ticaret dengesi
· Talep
· Döviz kuru
· Politika Faizi
· Kamu harcamaları
· Firma otomotiv sektörüne yatırımını gerçekleştirsin. Tamamı Otomotiv Ana Sanayine yönelik parça makineleri olsun. Yatırım kararı alındığı zaman ürettiği “X” parçasına yoğun bir talep oluşsun. O esnada global bir ekonomik kriz meydana gelsin. Bir anda ana sanayi üreticileri mevcut projeleri iptal etsin ve o parçaya talep azalsın. Firma bu esnada yatırım için siparişleri versin ve parayı ödesin. İlgili krizin etkileri 2-3 yıl devam etsin…
· Bir başka örnek Firma faiz oranlarının uygun olması dolayısıyla YP kredi (Yabancı para) kullansın. Yine siparişleri versin ve yatırım için ödemeyi yapsın. Ülkede bir anda kurlarda yükseliş yaşanmaya başlasın. Bir anda yatırım için kullanılan borç 1,5 kat artsın…
· İlgili kredi değişken faizli kullanılsın, faiz oranı başlangıçta çok uygunken, yine ülkedeki gelişmeler sonucu faiz oranlarında yukarı yönlü önemli değişimler meydana gelsin…
· Ya da ilgili ürün yüksek bir Pazar bağımlılığı olsun ve en büyük pazarı olan X ülkesi ile ilişkiler bir anda kopma noktasına gelsin ve ülkeden gelecek siparişler iptal edilsin.
Elbetteki örneklerde verilen makroekonomik durumlarla Firma’nın tek başına mücadele etmesi olası değildir. Ancak yatırım kararı alındıysa her duruma bir şekilde hazırlıklı olunmalıdır. Örnek olarak yatırım başlangıcında Tek yada Yoğunlaşılmış Pazar riski bulunuyorsa, ilgili pazarın kaybedilmesi halinde finansal durum göz önüne alınmalı, faiz oranlarında yüksek yönlü bir değişim bekleniyor yada geçmişte bunun örnekleri yaşanıyorsa sabit faizli kredi kullanımı tercih edilmeli, benzer şekilde yeterli YP gelir bulunmuyorsa, TL kredi kullanımı yapılmalı, riskler tamamen makroya odaklıysa (genelde talep azalması sonucu alınır) en kötü senaryodaki durumlar göz ardı edilmemelidir (Yukarıdaki örneklerin büyük bölümü zamanında gerçekleşmiş ve bazı Firma’ları yatırım sürecinde ciddi olarak etkilemiştir.)
Sektörel Riskler
Sektörün durumu ile yakından ilişkili olup, sektördeki durumu, gelişmeleri bilmek ilgili risk değerlendirilirken önem arz etmektedir. Sektördeki kar marjlarının gelişimi, sektördeki rekabet düzeyi, sektörün makro ekonomik gelişmelere olan hassasiyeti, sektörde üretilecek ürüne olan talep düzeyi, üretilecek ürünün sektördeki ikameleri, teknolojik gelişmeler sektörel risklerin ilk akla gelen unsurlarını oluşturmaktadır.
· Örnek olarak yukarıda otomotiv sektörünün krizlerden etkilenme düzeyine değinmiştik. Daha belirgin bir örnek olarak İnşaat sektöründe durum bu şekildedir. Ekonomi rayında giderken inşaat sektörü daha hızlı bir şekilde büyüme gösterir. Ekonomik durgunluk zamanlarında ise inşaat sektöründe mevcut konjuktörden daha hızlı bir gerileme yaşanır. Kısaca genel ekonomik gidişatına göre sektörlerde geçici/kalıcı/uzun-kısa dönemli talep azalışı/artışı olabilir.
· Başka bir örnek olarak üretilecek ürünün yerine farklı bir teknolojide daha üstün bir modelin kullanılmaya başlanmasıdır. Bu durumda yatırım konusu olan ürüne talep gün ve gün gerileyebilir. Hatta talep tamamen ortadan kalkabilir.
· Sektörün gerek ham madde gerekse pazarında ülke bağımlılığı olması durumunda ilgili ülke ile ilişkilerin durumuna göre yatırım etkilenebilir. Beklenen gelirin altında yada üzerinde ilişkinin seyrine göre talep artış/azalışı olabilir.
· Bir durum nedeniyle sektörde geçici bir talep artışının yaşanması ve ilgili talep artışının süreklilik arz etmemesi yatırımdan istenilen verimi etkileyebilir. Örnek olarak pandeminin başlangıcında maske üretimini bu şekilde örnekleyebiliriz.
· Bir başka durum yine sektöre yeni oyuncuların girmesidir. Yukarıdaki maske örneğinde kar marjının düşmesinin en önemli nedeni talep azalışı yerine maske üretimi konusunda çok sayıda şirketin sektöre girmesidir.
· Sektörde ikame ürünlerdeki gelişmeler yine yatırımı etkileyen unsurlar arasındadır.
Sonuç olarak yatırım kararı alınmasında sektörü tanımak önem arz etmektedir. Bu yüzden genelde finans kuruluşlarında bir şirketin mevcut faaliyetinden farklı bir sektöre yatırım yapma kararı çok sıcak karşılanmaz. Sektörün dinamiklerini bilmek, gelişmelerinden haberdar olmak, sektörün kullandığı teknolijiyi tanımak, sektörde belirli bir portföye sahip olmak/sahip olma potansiyeli olmak yatırım riskini azaltacak önemli unsurlar olacaktır.
Yönetsel Riskler
Yöneticilerin aldıkları kararlar da yatırım döneminde Firma’yı doğrudan etkilemektedir. Genellikle yönetsel hatalar kaynak seçimi ve fizibilite aşamalarında meydana gelir. Yatırımın kısa vadeli krediler yada getirisine uygun şekilde vadelendirme yapılmadan finanse edilme kararı alınması, özellikle Pazar ve maliyet konularında yeterli fizibilitenin yapılmadan acele karar verilmesi, olumsuz senaryoların göz ardı edilmesi ve tamamen şartların iyi olduğu senaryolara odaklanılması, hukuki çerçevenin analiz edilmemesi, mevcut finansal yapıya bakılmadan ciddi finansal olarak yük getirecek projelere girilmesi yönetsel risklerin en önemlilerini oluşturmaktadır.
Olumsuz durumlarda “Projenin tamamlanamama” veya “İstenilen verime ulaşamama” riski ile karşı karşıya kalınabilir. Proje çeşitli sebeplerden dolayı tamamlanamayabilir. Kaynak seçimindeki hata ve eksiklikler ile hukuki çerçevenin analiz edilmemesi bu duruma neden olan en önemli etkenler arasındadır. Bu durumda artış gösteren borçlanma düzeyine karşılık yatırımdan hiç gelir elde edilememesi yada yatırımdan planlananın çok altında verim alınması Firma’nın nakit akış dengesini ciddi anlamda bozabilir. Her iki durumda ciddi oranda likiditeyi etkileyebilir.
Özetle yatırım projelerinin taşıdıkları risklerin önceden belirlenmesi, karşılaşılabilecek sorunlardan önceden haberdar olunmasını ve durumlara karşı önlem alınmasını sağlar. Bu durumun tespiti kredi veren içinde taşıyacağı risklerin önceden belirlenmesi ve başlangıçta bu duruma göre teminatlandırılmasına olanak verir. Şirketsiniz ve yatırım yapacaksınız ya da portföyünüzdeki bir Firma yatırım kredisi kullanacak ve sizde Firma’yı ilgili yatırımda siz finanse edeceksiniz yatırım riskini minimize etmek için ne yapmak gerekir ?
· Öncelikle farklı senaryolarda maliyet, gelir, borçlanma analizlerinin yapılarak proforma mali tabloların düzenlenmesi, fizibilite raporunun hazırlanması, gerekirse ilgili fizibilite için danışman hizmet alınması
· Yatırımın hukuki çerçevesinin belirlenmesi, hukuki çerçevenin doğru bir şekilde analiz edilmesi, gerekirse danışman hizmet alınması
· Yatırım için doğru finansman paketinin belirlenmesi (nakit ve gayri nakit), yatırım başlangıcında finansman kaynaklarının hazırlanması ve yatırım için en uygun özkaynak/yabancı dengesinin sağlanması
· Yatırımın getirisi ile orantılı olarak dış kaynak kullanımlarında vade uyumunun sağlanması
· Sektörün analiz edilip rekabet, teknoloji ve büyüme potansiyelinin belirlenmesi ve mevcut/potansiyel müşterilerin analiz edilmesi
· Potansiyel Makroekonomik gelişmeleri geçmiş ve beklentiler yönünde göz önüne alınıp, farklı senaryolarda durumun analiz edilmesi
· Oluşabilecek diğer risklerin belirlenmesi ve risklere karşı hazırlıkların yapılması
· Yatırımdan elde edilecek verim ile birlikte oluşacak yeni borçlanma yapısı ve finansman kaynaklarının doğru ve gerçekçi bir şekilde ortaya konulması
Son söz yanlış bir yatırım kararının alınması, ileride onarılamayacak durumlara yol açabilir. Yatırım projelerinin taşıdıkları risklerin önceden belirlenmesi, karşılaşılabilecek sorunlardan önceden haberdar olunmasını ve bu durumlara karşı önlem alınmasını sağlar.
Not : Yaklaşık 2 aydır bu tür mailleri cevaplıyorum. Yazmayı bıraktınız mı diye..İş yoğunluğu, çalıştığım kurumda bölümü ve şehri değiştirmem dolayısıyla uzun süredir yazamıyordum. Nihayet bazı işler yoluna girdi ve yazılarıma kaldığım yerden devam etmeye başladım. Bir sonraki yazım da Likidite Riski'nde görüşmek üzere....
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder